16 Ocak 2015 Cuma

Kedilerim

Şu kış gününde geçmiş yaz günlerinden bahsetmek, galiba insanın 'fıtratında' var. Soğuktan, kapalı havalardan bıkmışken; güneşli, sıcak, hayat dolu zamanlardan bahsetmek umut dolu bir hareket. Size bir anımdan, bir fotoğrafla bahsedeceğim. 

Cunda Adası 13 Temmuz 2013. Saat 19.03.




Hayatımda önemli şeyler Temmuz ayında gerçekleşiyor. Bu fotoğrafı çekerken çok değişik hislerdeydim, çünkü Behzat (kendisi kedi olur, bana ev arkadaşlığı yapmaktadır; sarışın, sarı-turuncu gözlü, bol tüylü bir İranlı. Ana adı Daisy, baba adı Limon.) 6 gün önce doğmuştu. Annesini emecek ve annesi ne zaman onu istemezse benimle bir hayata başlayacaktı.

Bir sokaktan geçerken elinde kilolarca kedi mamasıyla sokak kedilerine mama veren genç bir adamı gördüm. Belli köşelere mamayı döküyor, hayvanların izdiham yaşamasına izin vermiyordu. Kocaman yürekli adam selam olsun. İçimde bir duyguyla baktım ona. Bir yandan huzur, bir yandan imrenmek, gururlanmak, sevmek yahu iyi olan tüm duyguları bir saniyede yaşadım, içimde atom etkisi yarattı. Ah keşke kelimelere tam anlamıyla dökülebilse.

Çok değerli bir adam eşlik etti bana. Ellerinden öper sonsuz saygımı sunarım. Birazcık önden gidiyordu. Bana bir kedi gösterdi, tam bir kül kedisiydi. O da bu;


Sıcaktan mayışmış bir kedi, meyhanelerin arasında bir Rum evinin önünde serinliyor, uyuyor. Kedinin fotoğrafını çektikten sonra biraz yaklaştım, kedi kafasını kaldırdı; bir kaç saniye gözlerime baktı ve geri yattı. O kadar umursamaz bir tavırdı ki kendini tam anlamıyla güvende hissediyor olmalıydı. O an dedim kendime 'İşte Behzat da bu kedi gibi kendini güvende hissedecek, onun kadar huzurlu olacak.'

Behzat'ın keyfi yerinde, en güzel mamaları yemekte, güzel insanların sevgisini almakta onlarla oyunlar oynamakta, hiçbir sağlık sorunu yok vs. bir kedi için mama bile yeterliyken daha ne olsun. 

Ama ya benim başka kedim varsa? Ya o Behzat gibi bir mamaya kanmayacaksa ya da bir terlikle bütün gün vakit geçirmeyecekse? Ya da ona yukarıdaki kedi kadar güven ve huzur veremezsem?

Evet, bir kedim daha var. Gözleri kocaman, kafasında bebeklik saçları var. Tam bir bebek. Yanakları şişman, burnu küçücük. İran kedisi değil ama bizim memleketin kedisi. Çıkınca dışarı beni bırakıp gitmeyeceğini biliyorum. Beni sevdiğini, göğsüme yatınca dünyanın en mutlusu olacağını biliyorum. Belki taradıkça tüy döker ama olsun ben tararım onu. Dört ayak üstüne düşmeyi bilmiyor, kendisi de oldukça sakar. Umarım bu sorunu aşabiliriz.

Behzatımla tanıştıracağım onu. Bence güzel bir aile olacağız. 

Kedimi bildiniz değil mi?